İdrar yolu enfeksiyonlarına son veren meyve: Sistitten eser bırakmıyor, bilim kanıtladı!

Yıllardır kızılcık, idrar yolu enfeksiyonlarına (İYE) karşı doğal bir çözüm olarak biliniyordu. Şimdi ise Bond Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, bu faydayı bilimsel olarak doğruladı. Araştırma, kızılcık suyu içmenin, idrar yolu enfeksiyonu riskini %54 oranında azaltabileceğini ortaya koydu.

European Urology Focus dergisinde yayımlanan bir araştırma, dünya çapında 3.091 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen 20 farklı çalışmayı inceledi. Bu kapsamlı analiz, kızılcıkların, bakterilerin idrar yolu duvarlarına yapışmasını engelleyerek enfeksiyon riskini azaltan bileşikler içerdiğini ortaya koydu.

Antibiyotik ihtiyacını da yüzde 59 oranında azaltıyor

Kızılcık bakterilerin mesane duvarlarına yapışmasını engelleyen proantosiyanidin (yoğunlaştırılmış tanen) adı verilen bir bileşik içeriyor. Bu bileşik aynı zamanda diş eti hastalıklarını ve mide ülserini önlemeye de yardımcı oluyor. Araştırma, kızılcık suyunun idrar yolu enfeksiyonu sıklığını azaltmanın yanı sıra antibiyotik ihtiyacını da %59 oranında azalttığını ortaya koydu. Ayrıca, idrar yolu enfeksiyonu geçirenlerde kızılcık suyu tüketiminin semptomları belirgin şekilde hafiflettiği gözlemlendi.

Araştırmanın başındaki Biyomedikal Bilimler ve Tıp Doçenti Christian Moro, antibiyotik direncinin arttığı günümüzde, etkili ilaç dışı tedavi yöntemlerinin bulunmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.

İdrar yolu enfeksiyonları, kadınların yaklaşık %50’sini ve erkeklerin %20’sini hayatlarının bir döneminde etkileyen yaygın bir sağlık sorunu olarak öne çıkmaktadır. Son yıllarda, antimikrobiyal dirençli idrar yolu enfeksiyonlarının artış göstermesi, bu enfeksiyonların tedavisinde farmakolojik olmayan alternatif tedavi seçeneklerinin önemini artırmıştır.

Sistitin birçok türü bulunmakla birlikte, bilimsel araştırmalar, bu enfeksiyon türlerinin en çok kızılcıkla ilişkilendirilen bakteriyel sistit olduğunu ortaya koymuştur.

Related Posts

Yaşla birlikte gelen tehlike! Bu 5 sinyal beyninizin yardım çığlığı olabilir

Yaş ilerledikçe artan unutkanlıklar bir süre sonra kişinin yaşamında yol açtığı olumsuz sonuçlarla, hayatın her alanını etkilemeye başlıyor. Uz. Dr. Özden Yener Çakmak, unutkanlığa karşı alınabilecek önlemler hakkında bilgi verdi.

20’li yaşlarda kanser tehlikesi: Bu belirtileri göz ardı etmeyin

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Melih Şimşek, son yıllarda genç yaş grubunda meme, kolorektal, pankreas ve testis kanseri vakalarının arttığını belirtti. Özellikle ailede kanser öyküsü bulunan bireylerde, tarama ve kontrol süreçlerinin erken yaşta başlaması gerektiğini vurgulayan uzman, düzenli takiplerin hayat kurtardığını söyledi.

Covid ders oldu, pandemi anlaşması imzalandı

Dünya üzerindeki hemen her ülkeden temsilcilerin DSÖ için bir araya geldiği bu hafta Cenevre’de, büyük bütçe kesintileri gündemde değerlendirilirken ve COVID-19 düzeyindeki sağlık tehditleriyle mücadele anlaşması üç yıllık müzakerelerin ardından küresel liderler tarafından kabul edildi.

Yapay zeka, yüzde 90’a yakın başarıyla kanseri erken teşhis etti

Sağlık Bakanlığı, “Yapay Zeka Destekli Ulusal Tarama Mamografisi Raporlama Sistemi” ile bir yılda bir milyonu aşkın görüntünün incelendiğini ve kanserin erken teşhisinde yüzde 90’a yakın başarı sağlandığını bildirdi.

Kalp krizi ve felç riski tek bir aşıyla azalıyor: Bilim insanları açıkladı

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden Prof. Dr. Cüneyt Koçaş, zona aşısının enfeksiyon kaynaklı damar tahribatını önleyerek kalp sağlığını koruyabileceğini bildirdi.

Uzmanı uyardı: ‘Kanser tedavisinde bitkisel kürlere dikkat’

Bilimsel dayanağı olmayan ürünlerin hastalara zarar verebileceğine dikkat çeken Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, “Bazı bitkisel kürler karaciğer enzimlerini etkileyerek ilaçların metabolizmasını değiştirebilir, hatta bazı vakalarda hayati riskler oluşturabilmektedir. Bugüne kadar bitkisel kürlerin kanseri tedavi ettiğine dair bilimsel olarak kanıtlanmış hiçbir klinik veri bulunmamaktadır. Bitkisel ürünler yanlış zamanda ve dozda kullanıldığında faydadan çok zarar getirebilir. Bu nedenle onkoloji hekimiyle iş birliği içinde olunması hayati önem taşır” dedi.